Sepetiniz

Sepetinizde ürün yok.

Products

These are the services we products, these makes us stand apart.

 Restorative Hair Oil

Restorative Hair Oil

Worldwide Express Delivery

$22.26

Skin Care

Skin Care

Worldwide Express Delivery

$20.16

Natural Care

Natural Care

Worldwide Express Delivery

$57.99

Medical Health

Medical Health

Worldwide Express Delivery

$57.99

Saç Ekimi Türkiye

Genetik veya çevresel etkiler sebebiyle meydana gelebilen saç dökülmesi problemi, bazı kişilerde şiddetli seyrederek kalıcı saç kayıplarına yol açabilir. Saç ekimi tedavisi, kalıcı olarak saç kaybı yaşamış kişiler için etkili bir çözüm yöntemidir. Son dönemde oldukça popüler olan saç ekimi tedavisine talep arttıkça ülkeler arasında rekabet de artmıştır. Dünyada saç ekimi için en çok tercih edilen ülkeler arasında Hindistan, Dominik Cumhuriyeti ve Türkiye yer alır.

Sağlık turizminde son derece popüler olan saç ekimi için Türkiye, hastalar tarafından en sık tercih edilen ülke haline gelmiştir. Fiyat performans bakımından Türkiye saç ekimi konusunda yüksek başarıya sahiptir. Son teknoloji teknikler ve alanında uzman hekimleri ile Türkiye, ekonomik olmasının yanı sıra işlemde yüksek başarıya sahiptir.

Saç ekiminde Türkiye’nin en çok tercih edilen şehirlerinden biri olan İstanbul da özellikle sağlık turizminde turistik açıdan hastalar için estetik operasyonların başkenti olarak görülüyor. Türkiye’de saç ekim merkezlerinde bu işlem için gelecek olan turistlere uygun paketler bulunuyor. Böylece saç ekimi tedavisine gelen turistler hem uygun fiyata kaliteli hizmet alıyor hem de turistik geziler yapabiliyorlar. Bu da Türkiye’yi saç ekiminde en çok tercih edilen ülkeler arasında öne çıkarıyor.

Türkiye’deki hekimlerin saç ekimindeki başarısı, son teknoloji tekniklerin kullanılması ve özellikle turistler için cazip fiyatları olması Türkiye’yi saç ekimi konusunda öne çıkarıyor. Bu nedenle saç ekimi tedavisi denince akla ilk olarak Türkiye gelir.

Saç Ekiminde Hangi Teknik Yaygın Olarak Kullanılır?

Saç ekiminde çeşitli teknikler kullanılır. Türkiye’de saç ekiminde en yaygın kullanılan teknik FUE tekniğidir. FUE tekniğinde, özel bir cihazla donör bölgeden greft adı verilen saç kökleri toplanır, belirli açı ve sayılarda saçsız bölgeye ekilir. Başarılı olması bakımından güvenilir ve sıklıkla tercih edilen bir yöntemdir. FUE tekniğinde, hekimin tedaviyi doğru planlaması, hangi bölgeye kaç adet saç kökünün hangi açılarla yerleştirileceği konusunda titiz davranması gerekir.

SAÇ DÖKÜLMESİNE KARŞI;

ALOPECIA – ANTI HAIR LOSS SHAMPOO WITH PROCAPIL AND IGF 300 ML

PARLAK BİR CİLDE SAHİP OLMAK İÇİN 5 İPUCU

Parlak bir cilde sahip olmak hepimizin istediği bir şeydir. Sağlıklı ve ışıltılı bir cilt, kendinizi iyi hissetmenizi ve güveninizi artırmanızı sağlar. İşte parlak bir cilde sahip olmanızı destekleyecek 5 önemli ipucu:

1.Cildinizi temiz tutun ve doğru ürünleri kullanın: Cildinizin parlaklığını korumak için temizliğine dikkat etmek önemlidir. Sabah ve akşam cildinizi uygun bir temizleyici ile nazikçe temizleyin. Cilt tipinize uygun bir temizleyici seçmek, cildinizi tahriş etmeden ve doğal dengesini koruyarak temizlemenizi sağlar. Ayrıca, tonik kullanarak cildinizi canlandırabilir ve gözeneklerinizi sıkılaştırabilirsiniz.Temizleme rutininizin ardından nemlendirici ve güneş koruyucu kullanmayı unutmayın. Nemlendirici, cildinizi nemli tutarak parlaklık kazanmasına yardımcı olur. Aynı zamanda güneş koruyucu ürünler kullanarak cildinizi güneşin zararlı UV ışınlarından koruyun. Güneşe maruz kalmanın cildin yaşlanmasına ve lekelenmesine neden olabileceğini unutmayın.

2.Beslenmenize dikkat edin ve su tüketimini arttırın: Cildinizin sağlıklı ve parlak görünmesi için içsel bakım da önemlidir. Dengeli ve besleyici bir diyet tüketmek, cildinizin ihtiyaç duyduğu vitamin, mineral ve antioksidanları almanıza yardımcı olur. C vitamini, E vitamini, beta-karoten ve omega-3 yağ asitleri gibi besinler, cildinizi besler ve parlaklık kazandırır. Bu besinleri içeren meyve, sebze, kuruyemiş, balık gibi yiyecekleri diyetinize dahil edin.Ayrıca, yeterli miktarda su içmek de parlak bir cilt için önemlidir. Su, cildin nem dengesini korur, toksinleri atar ve sağlıklı bir cilt görünümüne katkıda bulunur. Günde en az 8 bardak su içmeye çalışın ve vücudunuzun ihtiyaçlarını karşıladığından emin olun.

3.Güneşten korunun: Güneşin zararlı etkileri cildinize zarar verebilir ve parlaklığını azaltabilir. Bu nedenle, güneşten korunmak cildinizi sağlıklı ve ışıltılı tutmanın önemli bir adımıdır. Güneşe çıktığınızda mutlaka güneş koruyucu kullanın. Geniş spektrumlu bir güneş koruyucu tercih edin ve en az SPF 30 faktörüne sahip olanları seçin. Güneş koruyucuyu yüzünüze, boynunuza ve ellerinize uygulamayı unutmayın.Ayrıca, güneşe maruz kalma saatlerini sınırlamak ve gölgede kalma imkanını değerlendirmek de önemlidir. Özellikle güneşin en yoğun olduğu 10:00-16:00 saatleri arasında dışarıda uzun süre kalmamaya özen gösterin. Güneşe çıktığınızda şapka, gözlük ve koruyucu giysiler kullanarak cildinizi güneşin zararlı etkilerinden koruyun.

4.Düzenli olarak peeling yapın: Ciltteki ölü derileri ve biriken kirleri temizlemek, parlak bir cilt görünümü elde etmek için önemlidir. Bu nedenle, düzenli olarak peeling yapmak cildinizin canlanmasına yardımcı olur. Peeling işlemiyle cilt yüzeyindeki ölü hücreler atılır ve daha pürüzsüz bir cilt ortaya çıkar.Cilt tipinize uygun bir peeling ürünü seçin ve haftada bir veya iki kez kullanın. Peeling ürününü dairesel hareketlerle nazikçe masaj yaparak cildinize uygulayın ve ardından bol su ile durulayın. Peeling işleminden sonra cildinizi nemlendirici ile beslemeyi unutmayın. Bu şekilde cildiniz daha aydınlık ve canlı bir görünüme kavuşacaktır.

5.Cilt yenileme tedavilerine başvurun: Cilt yenileme tedavileri, cildinizi canlandırmak ve parlaklık kazandırmak için etkili olabilir. Bu tedaviler cilt üzerindeki lekeleri azaltabilir, cilt tonunu düzeltebilir ve kollajen üretimini artırarak cildin sıkılığını artırabilir.Kimyasal peeling, mikrodermabrazyon ve lazer gibi profesyonel tedavileri değerlendirebilirsiniz. Ancak, bu tedavileri uygulamadan önce bir uzmana danışmanız önemlidir. Uzman bir dermatolog, cildinizin ihtiyaçlarına göre en uygun tedavi seçeneğini size önerebilir.

Sonuç olarak, parlak bir cilde sahip olmak için düzenli cilt bakım rutinleri ve içsel bakım önemlidir. Cildinizi temiz tutmak, beslenmenize dikkat etmek, güneşten korunmak, düzenli peeling yapmak ve cilt yenileme tedavilerine başvurmak cildinizin ışıltılı ve sağlıklı kalmasına yardımcı olacaktır. Bu ipuçlarını uygulayarak kendinizi daha güzel ve sağlıklı hissedebilirsiniz.

Umarım bu yazı, parlak bir cilde sahip olmak isteyen okuyucularınıza yardımcı olur ve onlara değerli bilgiler sunar.

Sağlıklı ve parlak bir cilde sahip olmanızı dilerim.

Isana Q10 Care Capsules with Antioxidant Anti-Wrinkle

Yaz Aylarında Saç Bakımı

Yaz Aylarında Saç Bakımı Nasıl Olmalı?

Yaz mevsimi, güneşin yıpratıcı ve kurutucu etkisi sebebiyle saçların en sık zarar gördüğü ve bakım rutinlerine en fazla ihtiyaç duyduğu dönemdir. Yaz aylarının tadını çıkarırken, saçların yıpranmasını önlemek ve canlılığını kaybetmemek için yapılması gereken bazı ipuçları vardır. Alınacak ufak önlemler ve kullanılacak pratik bakım ürünleri sayesinde yaz aylarında güneşin zararlı etkileri azaltılabilir, saçların daha sağlıklı görünmesi sağlanabilir.

Özellikle işlem gören saçlar klorlu su, deniz suyu ve güneş ışınlarından daha fazla etkilenebilir. Yaz mevsimi gelmeden önce saçlara boya, perma, röfle gibi işlemlerin yaptırılması, saç tellerinin incelerek yıpranmasına neden olabilir. Bu tarz işlemler, güneş ışınlarının zararlı etkilerinin saç telleri üzerinde yoğun bir biçimde hissedilmesine sebep olabilir. Yaz mevsiminde saç ve saç derisi daha hızlı kuruyabilir. Güneşin zararlı etkilerine karşı saç bakımı ürünlerinin önceden kullanılmaya başlanması saçların yapısının korunması için oldukça önemlidir.

Klor ve deniz tuzuna dikkat edin!

Güneşe maruz kalma ile karıştırılan klor, saçlarımızı daha kuru hale getirebilir ve kolayca kırılabilir. Öte yandan, denizle birlikte, yararlı olan bazı etkiler vardır, diğerleri de saça zarar verir. Örneğin,yağlı saçlarda sebum düzenlemeye yardımcı olur ve daha yumuşak hale getirir, ancak kum ve güneş kütiküle zarar verebilir ve saçın hidrasyonunu etkileyebilir.

Saçlarınızı Güneşten Koruyun

Saç telleri, güneşin zararlı UV ışınlarından zarar görür. Bu nedenle güneş ışınlarının yoğun olduğu saatlerde dışarıda zaman geçirilecekse, mutlaka geniş kenarlı bir şapka veya eşarp takmak gerekir. Bunlar yalnızca saç tellerinin zarar görmesini engellemekle kalmaz, aynı zamanda saç derisini ve cildinizi de oluşabilecek hasarlara karşı korur.

Saçınızı iyice yıkayın!

Yaz aylarında saçlarınıza nasıl bakacağınız konusunda da aklınızda bulundurmanız gereken bir şey, birikebilecek kalıntıları gidermek için havuzdaki veya denizdeki her banyodan sonra saçlarınızı tatlı suyla yıkamanız gerektiğidir. Her zaman iyi saç hidrasyonunu koruyun.

Saçını kes!

Yaz öncesi için şiddetle tavsiye edilen bir şey saçınızı kesmektir. Bu, daha önce sahip olduğumuz hasarın yaz ile vurgulanmamasını sağlayacak ve bu yaz mevsimini mümkün olan en iyi şekilde atlatmasını sağlayacaktır.

Ütü ve kurutucuya dikkat edin!

Ütünün ve kurutucunun yüksek sıcaklıkları, yaz güneşi tarafından artan saçlarımıza zarar verebilir. Bu nedenle, kullanımından mümkün olduğunca kaçınmalı ve termal koruyucular ve iyi hidrasyon ile eşlik etmeliyiz.

Yemenize dikkat edin

Bol miktarda su içerek ve vücudunuzu içeriden serin tutan taze meyve sularının ve diğer yiyeceklerin alımını artırarak sıvı alımını arttırın. Kafein tüketiminin azaltılması da önerilir, çünkü stresi arttırır ve ürettiği dehidrasyon daha fazla saç dökülmesine neden olabilir.

Saçlarınız Nefes Alsın

Sıkı örgüler, topuzlar ve at kuyrukları sıcak ve bunaltıcı havanın etkisini hafifletebilir fakat saç diplerinin terlemesine sebep olabilir. Arada bir saçlarınızı açıp havalanmasına izin vermeniz,saç diplerinin ferahlamasını sağlayacaktır.

BOOM BUTTER Hair Care Oil 190 ml

Kolajen

İçten Dışa Güzelleşin: Kolajen ve Faydaları

Kolajen Nedir ?

Kolajen, hücrelerin bir arada sağlık bir şekilde durmasını sağlayan, vücudu iç ve dış etkenlerden koruyan, vücudun dayanıklılığını artıran bir protein çeşididir. Cilde esneklik kazandıran en önemli proteinlerden birisi olan kolajen, aynı zamanda sağlıklı bir kemik ve kas dokusuna sahip olma ve bu dokuları koruma da yardımcı olur. Kemiklerde, kaslarda, ciltte ve tendonlarda yer alan insan vücudunda en bol bulunan proteindir vücudumuzun sağlıklı bir şekilde ayakta durmasına yardımcı olur.

Vücudumuz her yaşta kolajene ihtiyaç duymaktadır. Kolajen belli yaşlardan sonra vücutta azalmaya başlar. Kolajen miktarı azaldığında ciltte kırışıklıklar, sarkmalar, matlıklar oluşmaya başlar. Ciltte yaşlanmalar görünmeye başlar. Bu yüzden özellikle cilt bakımında kolajen önemli bir yere sahiptir. Cildin daha sağlıklı ve güçlü görünmesine yardımcı olur.

 Kolajeni sadece ürünler ve takviye gıdalarda değil direkt olarak besinlerin kendisinden de vücudunuza sağlayabilirsiniz. En fazla kolajenin bulunduğu besin kemikli etlerdir. Özellikle ilikli kemik suyu, sığır eti, tavuk eti, hindi eti, balık gibi hayvansal gıdalarda kolajen bulunmaktadır. Sadece hayvansal gıdalarda değil sebze ve meyvelerde de kolajen bulunmaktadır. Kırmızı kapya biber, pancar, domates, ahududu, böğürtlen, yaban mersini, kızılcık, çilek gibi kırmızı meyve ve sebzelerde de kolajen bulunur. Bunlar haricinde brokoli, lahana, maydanoz, sarımsak, karnabahar, pırasa, kivi, limon, portakal, mandalina gibi meyve ve sebzelerde de kolajen vardır.

Kolajenin Cilde Faydaları

-Esneklik kazandırır.

-Cildi sıkılaştırır.

-Yaraların hızla iyileşmesini sağlar.

-Renk eşitsizliklerine iyi gelir.

-Yaşlılık lekelerini önleyicidir.

Vücudunuza kolajen takviyesi yaparak kusursuz bir cilde sahip olabilirsiniz. Aynı zamanda egzersiz yaparak, sağlıklı ve dengeli beslenerek, dengeli ve yeterli uyku uyuyarak, sigara tüketmeyerek, şeker ve rafine ürünlerden uzak kalarak vücudunuzdaki kolajen miktarının korunmasına yardımcı olabilirsiniz.

Kolajen eksikliği belirtileri şunlar olabilir:

    • Tırnakların ve saçın kolay kırılması
    • Ciltte yaşla uyumlu olmayan kırışıklık
    • Yorgunluk ve kas güçsüzlüğü
    • Eklem ağrıları

Bununla birlikte bu belirtiler kolajen eksikliğine özgü değildir; bu belirtilerden bir veya birkaçını yaşamanız ve belirtilerin uzun sürmesi halinde bir doktora başvurunuz.

Kolajen Tipleri ve Vücudumuzdaki Rolleri

Kolajenin 19 tane tipi bulunmaktadır. Özellikle vücudumuz görülen kolajenler tip 1, tip 2, tip 3, tip 4 ve tip 10’dur. Vücudumuzun farklı dokularında bu tip kolajenlere rastlanılmaktadır.

Detaylı incelemek gerekirse:

Tip 1 Kolajen: Vücutta en fazla bulunan kolajen tipidir. Organlarda, bağlarda, tendonlarda ve ciltte tip 1 kolajen bulunmaktadır. Tip 1 kolajen, cildi korur ve kemikleri desteklemektedir. Aynı zamanda cildin elastikiyetini de artırmaktadır. Tip 1 kolajenin bir diğer özelliği de yaraları iyileştirmesidir.

Tip 2 Kolajen: Tip 2 kolajenin görevi kıkırdak oluşumuna yardımcı olmaktır. Eklemler için tip 2 kolajen oldukça önemlidir. Vücutta meydana gelen eklem ağrılarında ve buna bağlı olarak meydana gelen sağlık problemlerinde etkili rol oynamaktadır.

Tip 3 Kolajen: Tip 3 kolajen, cildin esnekliğini ve sıkılığını korumasında etkilidir. Tip 3 kolajenin en temel görevi ise kasların, damarların ve organların yapısını desteklemektir.

Tip 4 Kolajen: Tip 4 kolajen ise sindirim ve solunum yüzeylerini oluşturur. Organları çevreleyen bazal zarın oluşumunu etkilemektedir. Cildin en derin katmanlarında da tip 4 kolajen vardır.

Tip 10 Kolajen: Son olarak vücudumuzda görülen diğer kolajen tipi ise tip 10 kolajendir. Temel görevi yeni kemiklerin oluşumunu sağlamaktır.

GÜNDE NE KADAR KOLAJEN TÜKETMELİSİNİZ ?

Ne yazık ki, vücudunuzun kollajen üretimi, yirmili yaşlarınızdan başlayarak yaşlandıkça doğal olarak azalır. Kırklı yaşlarınızda, vücudunuzun kolajeninin yılda% 1’ini kaybetmeye başlarsınız .

Kollajen peptitler kemik, cilt, bağırsak ve eklem sağlığınızı iyileştirmeye yardımcı olur. Ama günde ne kadar kolajen tüketmelisiniz?

Günde ne kadar kolajen almanız gerektiğine dair resmi bir kılavuz yoktur. Bununla birlikte, yeni araştırmalar, sonuçları görmek için günde en az 10 gram kollajen tüketmeniz gerektiğini göstermektedir . Çoğu bilim adamı ve bütünsel beslenme uzmanı, her gün 10-30 gram kollajen almayı önermektedir .

Aşağıda, ne kadar kolajene ihtiyacınız olduğunu, neden ihtiyacınız olduğunu ve kolajen takviyelerini günlük rutininize nasıl dahil edeceğinizi açıklıyoruz.

Hidrolize kolajenler (kolajen hidrolizat)

Kırmızı et, deniz ürünleri, kümes hayvanları ve diğer hayvan kaynaklarından elde edilir. Daha küçük ve emilmesi kolay peptit parçacıklarına bölünür. Peptit formu jel oluşturmaz. Bu nedenle sıcak ve soğuk içeceklere, çorbalara hatta unlu mamüllere eklenebilir. Kapsül ve toz halinde satılır. 2019’da yapılan bir çalışmada her gün 25-15 gram hidrolize kolajen peptit almanın güvenli ve etkili olabileceğini buldu. Günlük 2.5 gram doz eklem ağrısı, cilt sağlığı ve hidrasyona fayda sağlayabilir. Bu dozu günde 5 grama çıkarmak kemik yoğunluğunda iyileştirme potansiyeli göstermiştir.

Son olarak, bu peptidlerin 15 gramlık daha büyük günlük dozları çoğunlukla kas kütlesini ve vücut kompozisyonunu iyileştirmek için kullanılmıştır.

Tatlandırılmış kolajen

Tavuk kıkırdağından elde edilen ham kolajendir. Bazı insan çalışmaları, günde 10-40 mg denatüre olmamış kolajen dozlarının eklem sağlığını iyileştirebileceğini ileri sürmüştür.

Jelatin

Genellikle hayvansal kaynaklardan elde edilen pişmiş jelatindir. Bu tip pişmiş kollajen tipik olarak tatlılarda jelatinimsi bir kıvam vermek için kullanılır. Ancak bu kullanım önerilerini desteklemek için araştırmalar çok sınırlıdır.

Çok fazla kolajen kullanıldığında ne olur?

Kolajen genellikle sağlıklı bireyler için güvenli ve toksik olmayan bir takviye olarak kabul edilir. Çoğu insan olumsuz yan etkiler yaşamaz. Ancak bazıları hoş olmayan bir tat, aşırı tokluk hissi ve diğer mide şikayetleri bildirmişlerdir. Bu nedenle önerilen dozdan fazlasını almayı planlıyorsanız sağlık uzmanınıza danışmanız en iyisidir.

Günlük Rutinlere Nasıl Dahil Edilebilir ?

Kollajen peptitler sıcak veya soğuk içeceklere kolayca eklenebilir. Günlük kollajen dozunuzu almak için aşağıdaki tarifleri ve pişirme ipuçlarını deneyin.

  • Sabah kahvenize ekleyin: Günlük dozunuzu almak için sabah espressonuza veya bir fincan kahvenize bir porsiyon kolajen peptit ekleyin . Kolajenli kurşun geçirmez kahvenin tadını çıkarabilirsiniz.
  • Smoothie’lere karıştırın: Lezzetli bir sabah smoothie’si yapmak için kolajen peptitlerini baharatlar, hindistancevizi sütü ve düşük şekerli meyvelerle kolayca karıştırabilirsiniz.
  • Salata soslarına karıştırınHerhangi bir sos veya sosa bir porsiyon kolajen ekleyebilirsiniz. Ispanak , salatalık ve çilek salatası ile bu kremsi kolajen sosun tadını çıkarabilirsiniz
  • Lezzetli ikramlara ekleyin: Bir porsiyon tatlıya bir doz kolajen ekleyerek vücudunuzun kolajen içeriğini artırabilirsiniz .
  • Herhangi bir içeceğe ekleyin: Kollajen herhangi bir soğuk içeceğe eklenebilir. Kollajen alımınızı artırmak için bu şekersiz narenciye kolajen spritzer’ına kollajen tozu ekleyin.
  • Bir porsiyon meze içine karıştırın: Çeşitli ana yemeklere kollajen peptitleri ekleyebilirsiniz . Örneğin çıtır tavuk tariflerinizde çıtır çıtır bir kaplama yapmak için kolajeni baharatlar ile birleştirirsiniz.

Kemik suyu için: Kemik suyu, hayvan kemiklerinin suda ve baharatlarda uzun süre kaynatılmasıyla yapılır, böylece kollajen takviyesi ile benzer faydalar sunar. Evde rahatlıkla yapabilirsiniz.

Bioxcin Beauty Collagen Tablet

Select your currency
$ United States (US) dollar
Open chat
Merhaba,✋Bir sorunuz , tavsiyeniz varsa yada bilgilendirilmek isterseniz canlı desteğe bağlanabilirsiniz